GTO Başkanı Tuncay Yıldırım, pandemi şartlarının oluşturduğu ekonomik ve mali zorlukları nispeten giderebilmek için reel sektörün vergi uygulamalarında beklediği değişiklikler ile ilgili bir değerlendirme yaptı.
“Vergi oranı bilakis azaltılmalı”
İşletmelerin hem pandemi hem vergi mağduru olmaması gerektiğini belirten Yıldırım, “Geçtiğimiz günlerde açıklanan kurumlar vergisi oranının yüzde 25’e yükseltilmesi pandeminin olumsuz etkileri ile mücadele etmekte zorlanan vergi mükelleflerini daha da zor bir sürece sokacaktır. Pandemi ile mücadelede diğer ülkeler aksine mükellefler üzerindeki mali yükleri azaltma programları uygulamaktadır. Vergi oranının yükseltilmesi kayıt dışılığı da teşvik edecektir. Aynı zamanda yüksek vergi oranı ülkemize yatırım yapacak yerli ve yabancı yatırımcılar bakımından caydırıcı etkiye sebebiyet verecektir. Bu bakımdan vergi oranının arttırılması değil bilakis azaltılması gerekmektedir” dedi.
Ekonomide çarkların dönmesi için ihtiyacımız olanın vergi artırımı değil yeni bir vergi barışı uygulaması olduğunu dile getiren Yıldırım, “Bütün dünyayı etkisi altına alan pandeminin sebep olduğu etki ve sonuçlar ortada iken işletmelerin vergi başta olmak üzere kamusal yükümlülüklerinin normal şart ve koşullarda yerine getirmesini beklemek yaşanan gerçekliğe uygun düşmemektedir. Bu bakımdan pandemi şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle kamusal yükümlülükler ile ilgili birtakım düzenlemelerin yapılması pandemiyle mücadelede zaruret arz etmektedir” ifadelerini kullandı.
“Yeni bir vergi barışı getirilmeli”
Vergi barışı kavramına uzak olan gelişmiş ülkelerin dahi vergi barışını gündemlerine aldığını söyleyen Başkan Yıldırım, matrah artırımı, davalardan vazgeçme, stok, kasa, cari hesap düzeltmesi gibi hususları içeren yeni bir vergi barışı için yasal düzenleme gerektiğini ifade etti. Yıldırım, “Ülkemizde geçmiş yıllarda özellikle ekonomik kriz dönemlerinde yaşanan ekonomik ve mali sarsıntıları atlatmak amacıyla ‘Vergi Barışı’ olarak nitelendirilen yasal düzenlemeler yapılmıştır. Vergi barışı kavramına uzak olan gelişmiş ülkeler dahi bu şart ve koşullarda ‘vergi barışını’ gündemlerine getirmiş ve birtakım düzenlemeler yapmak durumunda kalmışlardır. 2020 yılının sonunda, 7256 Sayılı Kanun ile kamu alacakları yeniden yapılandırılmak suretiyle önemli bir adım atılmıştır. Ancak, pandemi etkisinin devam etmesi ve buna bağlı olarak tekrar kapanma sürecinin başlaması nedeniyle Kanun’dan yararlanan yükümlüler borç ve taksitlerini ödeme taahhütlerini yerine getirememişlerdir. Bu durum da yapılan düzenlemeden beklenen etkinliğin sınırlı olmasına sebebiyet vermiştir. Yeni bir düzenleme ile Kanun’dan yararlanan yükümlülerin Kanun kapsamındaki borçları ile kapanma sonrası yeni borçlarını yeniden yapılandırma fırsat ve imkanı sağlanmalıdır. Yaşanan pandemi koşulları bu şartlarda daha önce de yapıldığı gibi, ‘matrah arttırımı, davalardan vazgeçme, stok, kasa, cari hesap düzeltmesi’ hususlarını içeren yasal düzenleme yapılması zarureti hasıl olmuştur. Bu suretle, pandemi şartlarının oluşturduğu ekonomik ve mali zorluklar nispeten giderilmiş olacak ve aynı zamanda kamu ile yükümlü vatandaşlar arasında gönüllü bir uyum sağlanacaktır. Sonuç olarak pandemi koşullarında yapılacak bu düzenlemelerin şart ve koşulları her zamankinden daha fazla gereklilik arz etmektedir” diye konuştu.
KAYNAK:GAZİANTEP İHA